Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | follow closely v. | yakından takip etmek | ||
The developments in this case are also being followed closely by the Commission Delegation in Abuja. Bu davadaki gelişmeler Abuja'daki Komisyon Delegasyonu tarafından da yakından takip edilmektedir. More Sentences |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
General | ||
General | follow someone closely v. | yakın takibe almak |